Konuşulması Lazım: Esnek Bedenle Yoga

Yoganın fiziksel anlamda (zihinsel de ama konumuz bu değil) üç temel bileşeni vardır; güç, esneklik, ve bunların arasındaki denge. Yoga yolculuğuma başlayalı sekiz sene oluyor ve bu yolculukta aşırı esnek ve başlarda güçsüz olan bedenimle yogayı deneyimlemek benim için her zaman kolay olmadı. Uzun süredir üzerinde düşündüğüm bu yazıyı da bu sebeple kaleme almak istedim; aşırı esnek bedeni kontrol etmek, bir anlamda o güç ve esneklik arasındaki dengeyi bulmak esnek bedenlerle çok daha zor olabiliyor ve bunu anlamak ve anlatmak da kolay olmayabiliyor. Yogayı hayatıma dahil etmek uğruna, eğitim almadan önce çok sakatladım kendimi.

Öncelikle şunu düşünmek lazım, esnek beden nedir? Bağ dokuları, kasları, eklemlerinin hareket kabiliyeti normal bir insana göre daha çok olan insanlara esnek denir. Eğer salonda yoga yapıyorsanız bir sınıfta kertenkele, pascimottanasana (öne kapanma) gibi pozlarda böcek gibi yere kapanabilen, kalp açma pozlarında hop diye bükülebilen insanlara denk gelmişsinizdir. Yoga eğitmenlerinin de bu gibi insanlara ekstra dikkat kesilmesi lazımdır çünkü kendilerini sakatlamaya çok meyillidirler. Nasıl mı? Kas oranı iyi, çok da esnek olmayan bir insan acıyı çabuk hisseder. Ancak esnek yogaseverler bunu hissetmezler ve bedeni fark etmediklerinden zorlarlar. Zaten eğer bedenleri yeterince eğitimli değilse de dizlerinde, bellerinde sorunlar baş göstermeye başlar, kasları aşırı gerginlikten uzun süre spazm geçirir, bağ dokuları zedelenir, hatta dersten sonra bile ağrı hissederler. İşte bu insanlara gücü öğretmek elzemdir. Kendi yolumda ben anusara stili yogayı öğrenerek gücü kendime fark ettirebildim. Anusara stili 1970ler’de çıkan bir stil olup, bedene ‘’evrensel hiza prensipleri’’ni öğretmeye çalışan bir stildir. Nedir bu evrensel hiza prensipleri? Örneğin bir tadasana’da (dağ pozu) ayakları birleştirmektense kalça hizasında tutmayı öğretir, böylece alt bel sıkışmaz. Virabhadrasana 2’de (2. Savaşçı) öndeki topuğun arkadaki ayağın kavisini kesmesi istenir, öne kapanırken (pascimottanasana) ayakların yine birleştirilmesi değil kalça hizasında tutulması istenir vb. Bu gibi kurallar evrensel hiza prensipleri diye geçer ama işin güzelliği şurada, bedenimizi tanımaya başladıktan sonra bu evrensel hiza prensiplerinden çıkabilmek kendi evrenimizin evrensel hiza prensiplerini bulmak. Kalçası çok da açık olmayan biri 2. Savaşçı’da ne kadar istese de kalçayı matın uzun kenarına döndüremez, zorlarsa kendini illaki sakatlar. Esnek bedene geri dönersek, belki kalçası çok açık değildir ama belinden yiyerek bu paralelliği yapıyor olabilir, dolayısıyla o farkındalık hali her an ekstra olarak bu esnek insanda var olmak zorundadır. Eğitimlerde asistanlık yaparken kalçası kapalı insanların pozlarına hayranlıkla bakardım çünkü kalçayı mata paralel yapamamak çok enteresan bir olay gelirdi bana. Kapalı insanların gelişimini kendi derslerimde de görmek çok keyif verirdi. Kural içinde, kuralsızlık ve kuralsızlık içindeki kendi kuralını bulma yolculuğu… Ve bu kuralın hep değişebilir olması… Çünkü beden, zihin, nefes hiçbir zaman aynı değildir ancak farkındalıkla o anın en uygun tadasanasını yapmayı araştırmak da farkındalıkların en keyiflisidir, yoga benim için bu demek. Hiçbir tadasana aynı değildir, esnek insanın hiç değildir.  Giderek daha çok fizyoterapist ve derin anatomi bilgisi olan eğitmenlerin ortaya çıkması, terapi, restoratif, yin gibi yoga türlerinin çıkması da bir tesadüf değil, çünkü bedeni yanlış kullanmaya çok meyilliyiz ve bilgiler birleştikçe geleneksel yogadan ziyade/geleneksel yogayla harmanlanmış adaptasyona müsait yoganın günümüz insanına uyarlanmış versiyonlarını görmek de bir tesadüf değil. Bedeni korumayı öğrenmek ve bunun üzerine pratiği sağlamlaştırmak daha mantıklı geliyor bana ve günümüz varyasyonları tam da buna yarıyor. Leslie Kaminoff, Amy Matthews, Tom Myers, Ray Long gibi isimlerin çıkması ve hemen sokağınızın arkasındaki fizyoterapistin yoga/reformer veriyor olması da tesadüf değil. Hatha Yoga Pradipika’da yoga pozları az ve daha çok oturma pozlarıdır. Uzun süre bu pozlarda kalmak aslında günümüz varyasyonlarına ne kadar uyuyor değil mi; öğrenmek, hatırlamak, fark etmek lazım bu sebeple ve günümüz biliminin kanıtlarıyla birleşmiş, başkalaşmış ama özü aynı olan yoga bilgilerinden yararlanmak lazım yine bu sebeple. 

Peki ne yapmalı esnek insan, yoga yapmasın mı? Yapsın, en çok o yapsın, yapsın ki güçlensin. Yoga bir spor değildir ancak en temel pozları bile yaparken bedende kalp ritmi artar dolayısıyla zaten bir kardiyo, bir HIIT etkisi verir. Postürü düzeltir, esnek insanlar genelde işin açıkçası yamuk yumuktur günlük hayattaki kullanım yanlışlıklarından ve beden güçsüzlüğünden dolayı. Yoga postürü düzeltir, omurgayı hizaya sokar. Nefeslerini ihmal etmesin! Kabalabati, bhastrika gibi güçlü nefesler esnek bedene gücü hatırlamasına imkan verir; nefesi uyarma, zihni arındırma gibi etkilerine girmiyorum bile… Hiza prensiplerine ağırlık versin. Iyengar, anusara gibi stiller bu hiza prensiplerini verir, çoğu iyi stüdyoda Iyengar dersi mutlaka verilir, koşa koşa oralara gitsin. Yogada olayın yere yapışmak değil güç ile ve farkındalıkla pozun içine yavaş bir şekilde girmek olduğunu görsün. Sınırlarını bilsin! Esnek ve bu sebeple hissiz bir beden güçlendikçe bu sınırların farkına varacaktır çünkü kas artık kendini toparlamayı öğrenmeye başlamıştır. Kendini farklı yoga stilleriyle desteklesin! Hatha, yin, terapi, restoratif yoga gibi stillerle kişi durmayı ve bedene bakmayı öğrenir böylece bedende belki de esnek sandığı yeri nasıl zorladığını ve/veya neresinde bir ağrı olduğunu pozlarda uzun süre kalarak fark edecektir ve bu derslerde öğrendiği kemik hizalarını beden daha dinamik ve güç gerektiren pratiklerine dahil edecektir. Eğitim alsın! Eğitim almasa bile bilinçli bir eğitmen ile eğitim tadında çalışmak esnek bedenin sıkışmış eklemlerini -paradoks- nasıl rahatlatır anlatamam. Durmayı ve izlemeyi öğrensin! En azından gücünü keşfedene ve oturtana kadar ve hatta ondan sonra bile bir adım iki adım gerisinde olsun maksimum kapasitesinin. Yani badha konasana’da (dizler açık öne kapanma) yüzünü ayaklarına gömmektense dizlerini biraz daha kapatıp başının tepesiyle ileri uzamayı denese ve biraz daha karnını ve belini bırakmadan yan gövdeden uzasa o gücün ve pozun çok daha zorlayıcı olduğunu fark edecektir. Veya tekerlek/köprü (urdva dhanurasana) yerine setu bhandasana (köprü, yarım köprü) yapsın. Poza takılmasın! Kural, stil evet önemli başlarda ancak gücü keşfettikten sonra pozlarda derinleştikçe ve kemikleri fark ettikçe mükemmel pozu değil andaki mükemmel halini yakalamayı hedeflesin. Esnek bir insan için özellikle baş üstü pozlar çok zordur, dünya tersine döndüğü için bedeni orta merkeze toplamak güçleşir, el dengelerinde de bu böyledir. Bu sebeple kendine zaman versin! Önünde kocaman bir hayat var tek elle bedenini havaya kaldırabileceği veya kaldırmak istemeyeceği. Ve en önemlisi, yogadaki her andan keyif alsın! Bedenimiz bizimle hep, beden biziz, ona iyi bakmayı mükemmellikle karıştırmasın ve bunu yaparken düşsün, gülsün, kafası karışsın, eğlensin, hocasına sarılsın, yan mattaki arkadaşının ayağına yer açsın… Hayatı gibi dolu dolu yaşasın yogayı ve yaşamı için bir keyif anı olsun yoga onda, mükemmele ulaşmaktan ziyade…

Esnek bedenden, her türlü bedene sevgilerimi yollarım bu vesileyle.

Ve iyi yıllar dilerim.

Mutlulukla,

Ceren Çiğdemoğlu

Not: Zehracım’a bu yazıyı bugün kaleme almamda vesile olduğu için teşekkürü borç bilirim. 

11.33 24.12.2021

Leave a Reply

Your email address will not be published.